HOŞGELDİNİZ
  ŞiiR KöŞESi
 

         
HACI BAYRAM VELI 

Calabım bir Sa´r yaratmış
          İki cihan aresinde,
          Bakıcak didar görünür
          Ol Sar´in kenaresinde.
     UGUR IŞILAK


Sır düğümlü ahımda
Şu gönül dergahımda
Sensizliğin ateşi
Alev olur ruhumda


Rüzgar eser savurur
Yaprak gider dal vurur
Sonsuzluğun ateşi
Yakar beni kavurur

Yanıp kül olmak güzel
Sararıp solmak güzel
Hasretle dolmak güzel
Ölümsüzlük bağrında
Bu sevdanın uğrunda
Yaşamak ölmek güzel

          Nagehan ol Sar´a vardım
          Ol Sar´ı yapılır gördüm, 
          Ben dahi bile yapıldım
          Taş u toprak aresinde.

          Ol Sar´dan oklar atılır
          Gelir cigere batılır,
          Arifler sözü satılır
          Ol Sar´in bazaresinde.

          Şakirtleri taş yonarlar
          Yonup üstada sunarlar,
          Calabın ismin anarlar
          Ol taşın her paresinde.

          Bu sözü arifler anlar
          Cahiller bilmeyip tanlar,
          Hacı Bayram kendi banlar
          Ol Sar´ın minaresinde.

                 

Yaşamak Ölmek Güzel       

Anlatamıyorum- ORHAN VELİ KANIK

 

 

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.


Yavuz Sulatan Selim- şiiri

 

sanma sahim herkesi sen sadıkane yar olur
herkesi sen dost mu sandin belki ol ağyar olur
belki ol alemde bir dildar olur
yar olur, ağyar olur, dildar olur, serdar olur.

(ağyar=aşık olan kişinin gözünde sevdiğiyle konuşan herkes
dildar=sevgili
serdar=başkomutan)

geçme namert köprüsünden ko aparsın su seni
yatma tilki gölgesinde ko yesin aslan seni


"merdümü dideme bilmem ne füsun etti felek
giryemi etti füzun eşkımı hun eyledi felek
şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan
beni bir gözleri ahuya zebun eyledi felek"

 

merdüm:insan

Didem: göz

Füsun: şaşırtıcı

Girye: gözyaşı

Füzun: çok, fazla

Eşk: göz yaşı

Hun: kan

Şir: aslan

Lerzan: titremek

Zebun:aciz


Ey Yolcu

 

Gitme, ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım:

Elemim bir yüreğin karı değil, paylaşalım:

Ne yapıp ye'simi kahreyleyeyim, bilmem ki?

Öyle dehşetli muhitimde dönen matem ki!..

Ah! Karşımda vatan namına bir kabristan

Yatıyor şimdi...Nasıl yerlere geçmez insan?

Şu mezarlar ki uzanmış gidiyor, ey yolcu,

Nereden başladı yükselmeye, bak, nerde ucu!

Şair : Mehmet Akif Ersoy


Zulmü Alkışlayamam Şair : Mehmet Akif Ersoy

 

 

Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..
- Boğamazsın ki!
- Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşığım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticânın şu sizin lehçede manâsı bu mu?


Akıncılar

 

 Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik;
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!

Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kaafilelerle...

Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan.
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan.

Bir gün dolu dizgin boşanan atlarımızla
Yerden yedi kat arsa kanatlandık o hızla...

Cennette bugün gülleri açmış görürüz de
Hala o kızıl hatıra titre gözümüzde!

Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik;
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!

 

                                   Şair : Yahya Kemal Beyatlı
 

 Beni Unutma Ümit Yaşar Oğuzcan

 

Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma

Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma

O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma

Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için şu yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşar gününe de rastlasa
Beni unutma


BİR AYRILIK BİR YOKSULLUK BİR ÖLÜM

Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret kodun beni kavim kardaşa
Sebep gözden akan bu kanlı yaşa
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Karac'oğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm


Sessiz Gemi Şair : Yahya Kemal Beyatlı

 

Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

 

 
  Bugün 51049 ziyaretçikişi burdaydı! ****  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol